TÜRKİYE’DEKİ HUKUKSUZ UYGULAMALARI AKLAMA MERKEZİ HALİNE GELEN ANAYASA MAHKEMESİ AVUKATLARI ELEŞTİRDİ
TÜRKİYE’DEKİ HUKUKSUZ UYGULAMALARI AKLAMA MERKEZİ HALİNE GELEN ANAYASA MAHKEMESİ AVUKATLARI ELEŞTİRDİ
Dr. Bahadır ASLAN
Anayasa’nın ve evrensel hukuk ilkelerinin koruyucusu olması gereken Anayasa Mahkemesi, OHAL sürecinde yaşanan hak ihlalleri nedeniyle yapılan yüzbinlerce bireysel başvuruyu gerekçesiz olarak reddetmiştir. Bu kararların çoğunda başvuru numarası dışında, başvurunun konusu belli olmadığı gibi kararlarda tek satır somut gerekçe bulunmamaktadır. Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi 3000 civarında hakim ve savcıyla alakalı Anayasa’daki hakimlik ve savcılık teminatına aykırı tutuklama kararı verilmesine rağmen yapılan başvuruları yine gerekçesiz reddetti. Reddettiği bu başvuruların tamamında AİHS’nin 5/1. maddesi kapsamında AİHM tarafından hak ihlali kararı verildi. Verilen bu kararlar Devlet tarafında uygulanmamasına rağmen Anayasa Mahkemesi ses çıkarmadı.
Türkiye’de yargının siyasetin güdümüne girmesinde asli rol oynayan Anayasa Mahkemesi, OHAL sürecinde Anayasa’ya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı kanunları ve OHAL KHK’larını bilinçli bir tercihle iptal etmemiştir. KHK’larla alakalı geçmişte verdiği istikrarlı iptal kararlarını görmezden gelmiş[1] ve siyasetin beklentilerine göre karar vermiştir. Bu şekilde Mahkeme Türkiye’deki hukuk dışı rejimin gerçekleştirdiği hukuksuz mevzuatları aklama merkezi haline gelmiştir.
AYM Başkanı Zühtü Aslan bugünkü işlevine uygun olarak geçmişte Cumhurbaşkanının önünde eğilmesi[2] ve Cumhurbaşkanının “Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum” [3] sözlerine tek satır cevap verememesi ile hatırlanmaktadır. Bu kötü ve tükenmiş imaja rağmen AYM Başkanı şimdi AYM’ye yapılan başvurularda “Avukatlarımız hâlâ büyük ölçüde, muhtemelen mesleki alışkanlıkları gereği, bir istinaf ya da temyiz dilekçesi yazar gibi başvuru formunu dolduruyorlar.“ diye eleştiri getirmiştir.
Bilinmelidir ki Türkiye’de;
- İnsanlar hukuksuz kararlarla cezaevlerinde tutulmaktadır.
- İnsanlar cezaevlerinde işkence ve kötü muameleye uğramaktadır.
- İnsanlar kaçırılmakta ve kaybedilmektedir.
- İnsanlar hukuksuz KHK’larla işlerinden atılıp sivil ölüme terk edilmişlerdir.
- İnsanlar tekrar tutuklanmamak ve güvenli bir hayat için Meriç’ten yurtdışına geçerken ölmektedirler.
Türkiye’nin bu hukuksuzluk girdabına girmesinde en büyük katkıyı sağlayan ve Türkiye’de yaşanan hak ihlali başvurularına ilişkin verdiği ret kararlarının neredeyse tamamı AİHM tarafından ihlal kararı ile iade edilen bir mahkeme hukuken tükenmiştir. Anayasa Mahkemesi Erdoğan rejiminin suçlarını ve hukuksuzlarını aklama merkezine dönüşmüştür. Dolayısıyla Mahkemenin Türkiye’nin hukuk sitemi üzerine yorum yapması ve her şeye rağmen hala ayakta kalabilen tek hukuk kurumu olan avukatları eleştirmesi tam bir tirajı komik durumdur.
Görüldüğü üzere sayın Zühtü Arslan Anayasa Mahkeme Başkanı olarak bu hukuksuzluklara rağmen hala konuşabiliyorsanız bu sizin hukuki ayıbınızdır.