TURKISH WRITINGS

TÜRKİYE’DE BAĞIMSIZ MEDYADAN REJİM MEDYASINA GEÇİŞ SÜRECİ

TÜRKİYE’DE BAĞIMSIZ MEDYADAN REJİM MEDYASINA GEÇİŞ SÜRECİ

Son dönemde Türkiye’de yapılan yasal düzenlemeler ve oluşturulan kurumsal yapılar temel hakları korumak ve geliştirmek yerine bu hakları ortadan kaldırmak için kullanılmaktadır. Bu bağlamda Türk Ceza Kanunu,  Terörle Mücadele Kanunu ve Sansür Yasası gibi yasal metinler ile Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK), Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) gibi kurumlar basın özgürlüğünün önündeki temel engel haline gelmişlerdir. Ayrıca bunlar bağımsız medya ile mücadele aracı olarak kullanılmaktadır.

Hükümet yetkilileri ve kamu kurumları hükümeti desteklemeyen gazeteciliği suç olarak görmektedirler. Hükümet halkın bilgilendirme hakkını elinden almak ve toplumu istediği gibi manipüle etmek için muhalif gazeteciliğe hayat hakkı tanımamaktadır. Çağdaş demokrasinin en önemli kurumu olan ve milletin haber alma hakkının kaynağı olan medya mevcut durumda tamamen susturulmaktadır.

Türkiye yakın zamanda gerçekleşecek genel seçime giderken bağımsız medyanın görev yapması engellenmektedir. Böylece mevcut iktidarın dayatılmış haberler ile şişirilmiş bir medya oluşturulmaya çalışılmaktadır.  İktidar genel seçim kazanmalarının önümdeki en büyük engellerden birinin medya olduğunu bildiği için medyayı ve muhalif sesleri susturmak için SANSÜR YASANINI meclisten geçirmiştir. Bunun yanında hükümet hukuku terörize edecek şekilde medyayı ve muhalif kişileri hukuksuz soruşturmalara tabi tutmaktadır. Türkiye Gazeteciler Sendikasının son verilerine göre hali hazır durumda 44 gazeteci ve basın mensubu cezaevinde bulunmaktadır.  En son olarak da JINNEWS ve Mezopotamya Ajansı çalışanı 9 basın mensubu bu sayıya eklenmiştir. 

7418 sayılı SANSÜR YASASI Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu tarafından içeriği belirsiz olduğu ve  basın ve ifade özgürlüğünü ihlâl ettiği kaydedilmiştir.  7418  sayılı SANSÜR YASANIN 29. maddesiyle Türk Ceza Kanunu’na 217/A  maddesiyle “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” suçu eklenmiştir. İçeriği muğlak olan ve dönemin konjonktürüne göre farklı yorumlara açık olan  bu düzenlemeyle başta gazeteciler olmak üzere tüm toplum kesimleri, yazıp çizdikleri nedeniyle bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla yargılanma tehdidi altına sokulmuştur.

Hükümet Sansür yasası ile birlikte hayata geçirdiği Dezenformasyonla Mücadele Merkezi sayesinde ise yazılı, görsel ve sosyal medyada muhalif tek bir sesin ve haberin yayınlanmasını engellemeyi hedeflenmektedir. Böylelikle rejim yargısından sonra rejim medyası oluşturmayı hedefleyen bir sisteme geçilmiş oldu.  Sonuç olarak temel hakların her gün biraz daha kısıtlandığı Türkiye’de demokrasi her gün biraz daha yok oluş noktasına yaklaşmaktadır.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu